Ülkemizin spora karşı gösterdiği değer konusuna başlamadan önce spor nedir, niçin yapılması gerekir, kim ne düzeyde neler yapabilir ve nelere ihtiyaç duyulması gerekiyor. Aslında halkımızın bu soru başlıklı konulara öncelikle hakim olması gerekiyor.

Spor insanların hayatının her bölümünde yer alır. Sağlıklı, düzenli bir yaşam kalitesini insanlar spora borçludur. Doğumdan ölüme kadar insanların spor serüveni bu yüzden hep devam eder. Fakat sporun sadece bedensel bir aktivite sayesinde insanın vücuduna sağlayacağı yararlarını düşünemeyiz. Spor çok geniş kapsamlı bir kavramdır ve aynı zamanda kültürel bir değerdir, birçok kültürün tanınmasında, değer kazanmasında insanların birbirleri ile kaynaşmasında çok önemli bir faktöre sahiptir. En temel özelliklerinden bir tanesi de disiplindir ki o olmadan sporda başarı kavramı oldukça zayıf bir durumda kalır. Temelinde disiplin olan her faaliyet bir amaca yönelik çalışmada her zaman bir sıfır önde başlar.

Spor, bireyin beden ve ruh sağlığının geliştirilmesi, belli kurallara göre rekabet çerçevesi içerisinde mücadele etme, heyecan duyma, yarışma ve üstün gelme ile beraber gerçek anlamda başarı gücünün artırılması, kişisel açıdan en yüksek noktaya çıkarılması yolunda gösterilen yoğun çabalar bütünüdür.

Spor tek başına bir iş yapmaktan veya çalışmaktan farklıdır, oyun yönü daha çok öne çıkar. Aynı zamanda spor sadece bir etkinliğin sonucu değildir. Ona katılmak, onu yaparken zevk almak, eğlenmek, dinlenmek ve toplumsal ilişkileri geliştirmesi ile beraber sağlığa önemli katkılarda bulunması da spora kavramına ayrı bir değer katmış olur.

Yüzme-16

Spor etkinlikleri belirli kurallara uyularak yapılır. Spor sağlık ve sağlıklı durumu sürdürmek için, serbest zaman aralığını iyi değerlendirebilmek, eğlenmek ve hoşça zaman geçirebilmek, günlük yaşantı tarzının verdiği stresten kurtulmak, toplumsal bir etkinlik faaliyetlerine katılmak için yapıldığı gibi; yarışma amacıyla da yapılabilir. Yarışma amacı taşımayan spor etkinliklerinde performans üzerinde pek fazla durulmaz. Gündelik rutin faaliyetleri daha rahat yapabilmek, vücudu zinde tutabilmek, vücudun ihtiyaçlarını daha hızlı bir şekilde giderebilmek, sosyalleşmek gibi amaç taşıyan faktörler daha fazla ön plandadır. Yarışma düzeyinin ve performansın ön planda olduğu spor ise çok daha farklı amaca yönelik çalışmalar gerektirir. Kaybetmek ve kazanmak terimlerinin de işin içinde olduğu bir durum alır. Bazı spor faaliyetleri, etkinlikleri, çalışma düzeyleri grup halinde (top ile oynanan/ yapılan spor dalları), bazıları bireysel (yüzme, güreş, kayak) olarak ortaya konur. Yarışma sporlarında performans düzeyi önemlidir. Yarışma bir rakiple veya rakip takımla olabildiği gibi, bireyin kendisinin (veya başkasının) en iyi derecesi ile yarışma amacı olsun veya olmasın, spor etkinlikleri uygun spor dalını seçmek, yetenek, yaratıcılık, sürekli ve düzenli çalışmayı gerektirir.

Peki spor kavramı üzerine bu kadar ince detayları vurguladıktan sonra ülkemizde profesyonel düzeyde sporcu yetiştirebilmek için uğraşan bildiğimiz üzere birçok kulüp var fakat kendi ihtiyaçlarını gideren her türlü tesis imkanı olup sporcularına ve antrenörlerine tam destek veren büyük kulüplerin dışındaki diğer kulüplere ne kadar sahip çıkılıyor.Bir yüzme antrenörü olarak kendi alanımdaki en basit bazı problemleri gün yüzeyine çıkarmak isterim.Kendi bünyesi adı altında çok yetenekli sporcular yetiştirip belirli bir kapasiteye kadar ulaştırdıktan sonra imkansızlıklardan dolayı büyük kulüplere sporcusunu transfer etmek zorunda kalan birçok kulüp varken verilen onca emeğin karşılığını büyük kulüplerin görmesi, ülkemizde yetenekli sporcuların keşfedilip yetiştirilmesi konusunda olumsuz etkiler oluşturmaktadır.

Ülkemizde yüzme spor branşında ihtiyaç duyulan en önemli şey tesis sorunları ile karşılaşmamaktır.Ülkemizdeki her ilde yeterli düzeyde milletimize havuz imkanları sunulmuş tesis konusunda herhangi bir sıkıntımız yok.Asıl sıkıntı şu ki elimizde var olan havuzların kullanımı nasıl yapılıyor, ne düzeyde yönetiliyor, havuz yönetimi tarafından nasıl kullanım imkanları sunuluyor bunlar daha önemli konumuz.

Performans sporcusu yetiştiren büyük kulüplerin dışındaki kulüplerin keşke tek problemleri sabah gün doğmadan erken kalkmak, velilerin istedikleri imkanı sağlayabilmek veya da çocukların performans sorunları ile uğraşabilmek olsa ama maalesef bu saydıklarım bir sorun bile değil.Asıl yaşanılan sorunlar havuz yönetimleri tarafından performans sporcularına istenilen kulvar tahsisinin sağlanmaması, istenilen saatlerde antrenman yapabilme imkanı verilmemesi, tahsis edilen saatlerin ücretinin çok yüksek olması ve kulübün bunu ödeyebilecek imkana sahip olmaması gibi faktörler kulüpler için daha önemli büyük sorunlar arz etmektedir.Rekabet başarıyı getirir. Keşke sadece büyük kulüplerin birbirleri ile olan rekabetinin yanında diğer kulüplerde fazlasıyla o rekabet düzeyinin içinde yer alabilme imkanına ulaşabilse.İşte o zaman rekabet heyecanlandırır başarılar tatlandırır yaptığımız bu emek ve mücadele isteyen sporumuzu.

Spor, bireyin ruhundaki savaşçı, kavgacı enerjiyi, barışçı, dostane bir zemine çekerek “çatışmayı”, ”karşılaşmaya” dönüştürür. Spor bu yönüyle bireye, oyun içindeki rekabet ve yarışma ortamında “üstün gelme”, dolayısıyla “başarma” zevkini tattırır ve onu hayata daha fazla bağlar. Spor ve oyun aslında hayatı bir eğlenceye dönüştürmekte ve muayyen bir zamana ayarlayarak geçici hale getirir. Kısacası, spor insanın sınırsız ihtiraslarını köreltir ve teskin edici bir ruh dünyası geliştir.