Mekke, Peygamberimizin doğduğu, çocukluğunun ve gençliğinin geçtiği, hazret-i Hadice ile evlendiği, çocuklarının doğduğu, peygamber olduğunun bildirildiği, ilk vahyin indiği ve İslam dinini yaymaya başladığı şehirdir. Hep bu şehirde yaşamış, sadece çocukluğunda iki defa Şam tarafına, bir defa da 14 veya 17 yaşındayken amcası ile Yemen’e gitmişti.

Peygamberimiz miladî sene hesabıyla 52. yaşını sürüyordu. İslam’ı tebliğinin 12. senesinde Mekkeli müşriklerin Müslümanlar üzerindeki baskısı artık dayanılmaz hâle gelmişti. Nihayet İslam’ın yayılmasını önlemek için başka çare kalmadığını görerek Resûlullah’ı öldürmeye karar verdiler. Bunun üzerine Resûlullah cenab-ı Hakk’ın izni ile ana vatanı Mekke’den, 400 kilometre uzaklıktaki Medine’ye hicret etmek maksadıyla 9 Eylül 622 gecesi Hazreti Ebû Bekir ile birlikte yola çıkarak 24 Eylül 622 Cuma günü Medine’ye ulaştılar.

BEDİR MUHAREBESİ

Böylece hazret-i Peygamber’in reisliğinde ilk İslam devleti de kurulmuş oluyordu. Çok geçmeden kâfirlere karşı gazâ ve cihat yapılması âyet-i kerîme ile emredildi. Hicret’in ikinci senesinde bu ilk İslam devletinin düşmanla yaptığı ilk muharebe Bedir Gazâsı’dır. Mekkeli müşriklere karşı, 624 yılının Mart ayında, Medine’nin 160 kilometre güneybatısında, Kızıldeniz sahiline 30 kilometre uzaklıktaki Bedir kasabasında vuku buldu. İslam ordusunda, çeşitli vazifelerle civara gönderilenler hariç 305 kişi vardı. Bunların 64’ü Muhacirlerden, kalanı Ensardan yani Medineli Müslümanlardan idi. Müslümanların kesin galibiyetiyle sonuçlanan bu ilk savaşta hemen hepsi atlı veya develi bin kadar kâfirden yetmişi öldürüldü, yetmişi de esir edildi. Müslümanlardan 14 kişi şehit oldu.

UHUD MUHAREBESİ

Hicret’in üçüncü senesinde, Bedir Gazâsı’ndan tam bir yıl sonra, yine Mart ayında Uhud Gazâsı oldu. Bedir’de uğradıkları büyük hezimetin intikam ateşiyle yanan Mekkeli müşriklerin ordusu 3000 kişi olup yedi yüzü zırhlı ve iki yüzü atlı idi. On beş kadın, müşrik ordusunu cesaretlendirmek için def çalar şarkı söylerlerdi. İslam askeri yüzü zırhlı olmak üzere 700 kişi idi.

Medine’nin 8 kilometre kuzeyindeki Uhud Dağı’nın eteklerinde yapılan savaşta, İslam ordusu önce harbi kazanmış iken sonradan müşrikler vadiyi dolaşarak Müslümanları arkadan vurdular. İslam ordusu karıştı. Çok sayıda sahâbî şehitlik mertebesine kavuştu. Bu mağlubiyetin sebebi olarak Peygamberimizin “Kesinlikle yerinizden ayrılmayınız!” diyerek bir tepeye yerleştirdiği okçuların, ilk anda müşriklere çalınan galebenin heyecanıyla ve harbin kazanıldığını zannederek yerlerinden ayrılmaları gösterilir. Bu gazâda Ashâb-ı kirâmdan yetmiş kişi şehit oldu. Altısı Muhacirlerden, kalanı Ensardan idi. Düşmandan da otuza yakın kişi öldürüldü.

HENDEK MUHAREBESİ

Hicret’in beşinci senesinde, Mekkeli müşriklerle yapılan Bedir ve Uhud Muharebelerinde olduğu gibi yine bir mart ayı idi. Yahudi kabilelerinden Benî Nadîr Müslümanlarla yaptıkları anlaşmayı bozarak Resûlullah’a suikast tertipledikleri için Medine’den çıkarılmıştı. Bunun üzerine Benî Nadîr’in ileri gelenleri Mekke’ye giderek Kureyşlileri Müslümanlara karşı birlikte savaşmaya ikna ettiler.

Peygamberimiz hemen Ashâb-ı kirâmı topladı ve istişare yaptı. Uhud’da alınan dersten sonra kuşatma altında kalmak, açık arazide çarpışmaya tercih edildi ve ittifakla şehrin içeriden savunulması kararlaştırıldı.

Ashâb’dan Selmân-ı Fârisî’nin Medine’nin müdafaası için hendek kazılması teklifi beğenilip kabul edildi. Yaklaşık 5,5 kilometre uzunluğundaki hendeğin genişliği 9 metre, derinliği ise 4,5 metre kadardı. Birkaç haftada tamamlanan hendek kazma işinden hemen sonra 10 bin civarındaki düşman ordusu Medine’ye ulaştı ve karargâhını şehrin kuzeyinde Uhud Muharebesi’nin yapıldığı alanda kurdu. İslam ordusu ise 3000 kişi kadardı.

Medine kuşatması bir ay devam etti. Müşrikler kısa sürecek bir savaş için hazırlanmışlardı ve işin uzaması hem askerlerin hem de hayvanlarının yiyecek kaynaklarının tükenmesine sebep oluyordu. Ayrıca hava da iyice soğumuştu. O sırada şiddetli bir fırtına çıkarak düşmanın ordu merkezini alt üst etti. Müşrik ordusunun başı Ebû Süfyân, bu şartlar altında sonuç alınamayacağını anlayarak 24 Mart 627 tarihinde Mekke’ye dönmek üzere kuşatmayı kaldırdı. Bu savaşta müşriklerden dört kişi öldü. Müslümanlardan beş şehit verildi.