Elçin Sangu, çalıştığı markayı adeta zirveye taşıdı! Elçin Sangu, çalıştığı markayı adeta zirveye taşıdı!

Uzmanlar, Türkiye'nin endüstri çağının başlangıcından bu yana sulak alanlarının yüzde 40'ını kaybettiğini, su kaynaklarının yanı sıra biyoçeşitlilik kaybının bu orandan daha fazlasına tekabül ettiğini belirtiyor. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nün raporuna göre; Türkiye'nin 112 milyar metreküplük su potansiyelinin 94 milyar metreküpünü yer üstü, 18 milyarını ise yer altı suları oluşturuyor. Toplam su potansiyelinin 57 milyar metreküpü kullanılırken bunun 44 milyar metreküpü yani yüzde 77'si sulama suyu, 13 milyar metreküpe tekabül eden yüzde 23'ü ise içme-kullanma ve sanayi suyu olarak kullanılıyor.

BİLİNÇSİZ TÜKETİM VE NÜFUS ARTIŞI

Türkiye’de kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarının 2000 yılında 1652 metreküp, 2009 yılında 1544 metreküp, 2020 yılında 1346 metreküp, 2022 yılında ise 1322 metreküp oldu. Su stresi yaşayan ülkeler arasında yer alırken iklim değişikliği, küresel ısınma, bilinçsiz su kullanımı gibi faktörler su potansiyelini tehdit ediyor, artan nüfusla birlikte kişi başına düşen su miktarı da azalıyor. ODTÜ İklim Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, “Yüzyılın sonuna kadar sıcaklık artışlarının 1,5-2 derece sınırlarında tutulması hedefleniyor. Ancak bu gidişle 4 dereceyi göreceğiz” dedi.

YAĞIŞLARDA YÜZDE 60 AZALMA OLUR

Salihoğlu, 4 derecelik artışı halinde ise yağışlarda yüzde 60'a varan azalmalar öngörüldüğünü kaydetti. Salihoğlu, alınacak tedbirlerle ilgili “Kesinlikle ekosisteme dayalı politikalar geliştirilmek, işe tarım ve su politikalarını birlikte ele alarak başlamak gerekiyor. Nehir havzası ölçeğinde kuraklık eylem planları oluşturmamız, tarımsal ürün deseninin çeşitlendirmemiz ve teknolojik gelişmelerden muhakkak yararlanmamız çok önemli” tavsiyesinde bulundu. AA

Kaynak: AA