Karahanlılar ve Gazneliler ile yaptıkları uzun mücadelelerin son noktasını teşkil eden 1040 tarihindeki Dandanakan Zaferi’nden sonra Selçuklular, Büyük Selçuklu Devleti’ni kurdular. Savaşın son günü Selçuklu beylerinin iştirakiyle kurulan büyük divanda Tuğrul Bey yeni devletin ilk sultanı ilân edildi ve civar devletlerin hükümdarlarına fetihnameler gönderilerek tebliğ edildi. Bu zafer ile Türkler kapalı kıtadan çıkıp açık denizlere ulaştı.

TEDBİRLİ BİR VEZİR: NİZÂMÜLMÜLK

Tuğrul Bey’in ağabeyi Horasan Valisi Çağrı Bey 1059 yılında vefat edince yerine oğlu Alparslan geçti. Malazgirt Zaferi’ni kazanmak suretiyle, yaşamakta olduğumuz mukaddes vatanımızın kapılarını Türk milletine ardına kadar açan bu kahraman, amcası Tuğrul Bey’in 23 yıl süren bir saltanattan sonra 1063’te vefat etmesi üzerine devletin ikinci sultanı olarak tahta geçti. Bu sırada 35 yaşını sürüyordu.

Sultan Alparslan’ın saltanatı süresince Nizâmülmülk gibi tedbirli ve bilgili bir vezir sayesinde devlet işleri mükemmel şekilde görülmüş, hükümdar fetihlerle meşgul olmuştur. Nizâmülmülk aynı zamanda fıkıh ve hadis âlimi idi. Alparslan’ın vefatından sonra yerine geçen oğlu Melikşah’ın 20 yıllık saltanatı sırasında da vezirliğe devam etmiştir. Başta Bağdat olmak üzere Isfahan, Basra, Nişapur, Herat, Merv, Belh, Amul ve Musul şehirlerinde Nizamiye Medreseleri denilen üniversiteleri kurdu. 1091’de büyük İslam âlimi İmam-ı Muhammed bin Muhammed Gazâlî hazretlerini Bağdat’taki üniversiteye başmüderris yani rektör tayin etmiştir.

MALAZGİRT ZAFERİ

Alparslan’ın 9 yıl süren hükümdarlığı sırasında başardığı en büyük iş, hiç şüphesiz Türk ve İslam tarihinin akışını değiştiren Malazgirt Zaferi’dir. Malazgirt Ovası’nda vuku bulan bu muharebe, Büyük Selçuklu Devleti ile Bizans orduları arasında cereyan etmiş, Büyük Selçuklu Sultanı Muhammed Alparslan, ordusu sayıca çok üstün olmasına rağmen Bizans İmparatoru Romen Diyojen’i büyük bir hezimete uğratmıştı. 31 sene önce kazanılan Dandanakan Muharebesi’nin vuku bulduğu yer ile Malazgirt arasındaki mesafe 2200 kilometreden fazladır.

Romen Diyojen, Anadolu’daki fetihlerini durdurmak amacıyla önceki yıllarda kendisinin ve kumandanlarının emrindeki ordularla pek çok kez karşılaştığı Selçuklulara üstünlük sağlayamamıştı. İmparator Selçuklu problemini kökünden halletmek için Ayasofya Kilisesi’nde düzenlenen büyük bir törene katıldıktan sonra 13 Mart 1071 günü 200 bin kişilik bir orduyla İstanbul’dan yola çıktı. İki ordu nihayet bugünkü Malazgirt ile Ahlat arasında yer alan ovada 26 Ağustos 1071 Cuma günü karşılaştılar. Sultan Alparslan, “Ölürsem kefenim olsun” diyerek beyaz bir elbise giydi ve 50 bin kişilik ordusuyla birlikte Cuma namazını kıldı.

Savaşın başlamasıyla birlikte Alparslan’ın bizzat yönettiği sahte geri çekilme harekâtına aldanan Romen Diyojen’in kumanda ettiği Bizans merkez kuvvetleri kıskaca alındı. İmparator kanatlardaki kuvvetlerinden yardım istediyse de pusudan çıkan Selçuklu atlıları buna izin vermediler. Sonuçta imparatorun ordusu bozuldu ve büyük ölçüde kılıçtan geçirildi. Kendisi de birçok kumandanı ile birlikte esir edildi.

Müslüman veya Hristiyan bütün eski tarihçilerin ittifakla naklettiklerine göre Sultan Alparslan, mağlup Bizans imparatoruna şeref misafiri muamelesi yapmış, muharebe meydanında ele geçirilen tahtını kendi tahtının yanına kurdurarak tacını başına bizzat giydirmiştir. Böylece iki hükümdar arasında bir dostluk bağı kurulmuş ve metni bugün elimizde mevcut olmayan bir barış antlaşması imzalanmıştır. Ancak Romen Diyojen bir sene kadar sonra tahttan indirilmiş ve hileyle ele geçirilerek gözleri oyulup ölümüne sebebiyet verilmiştir.

Bu yıl 952. yıl dönümünü kutladığımız Malazgirt Zaferi’nin 1000. yıl dönümü olması hasebiyle 2071 yılı, devletimizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak hedeflere ulaşılması için belirlenen önemli yıllardan biridir. Ondan önceki önemli yıllar, bu sene idrak etmekte olduğumuz son Türk devletinin 100. kuruluş yıl dönümü 2023 ile İstanbul’un fethinin 600. yıl dönümü olan 2053’tür. Muhtemelen çocuklarımızın veya torunlarımızın göreceği 2071 yılı aynı zamanda, Peygamber efendimizin de miladî sene olarak 1500. doğum yıl dönümüdür.