Pazar günü hafızalarınızda yer edecek iki küçük yazıya yer vermek istiyorum…

Kral dondurucu bir kış mevsiminde gecenin soğuğunda nöbet tutan muhafıza sordu: 

Üşümüyor musun? Muhafız hazır ol vaziyette yanıt verdi: "Alışığım sayın kralım.” 

Kral bunun üzerine, "Olsun, sana sıcak tutacak elbise getirmelerini emredeceğim" dedi ve gitti.

Ancak bir süre sonra içeri girdiğinde emri vermeyi unuttu...

Ertesi gün duvarın yanında muhafızın soğuktan donmuş cesedini gördüler, duvarın üzerinde şöyle yazılıydı: 

“Soğuğa alışkındım; fakat senin sıcak elbise vaadin beni öldürdü…”

Çeşitli vaatlerle, insanları bekletip, bir umut uğruna bağımlı hale getirmek; insanlar üzerinde telafisi imkansız yaralar açıyor. 

Çünkü insan, bekledikçe değişir. 

Beklettiğiniz kişi hakkınızda telafisi imkansız olumsuz düşüncelere girer. 

Önce umudu öldürürsünüz.

Ardından sevgi, saygı, güven ölür, dostluk ölür, muhabbet ölür..

*

Fıkra bu ya…

Adam karısına şişe içinde şeytanı emanet etmiş ,, 

Kadın, şeytanı daha yakından görebilmek için şişenin kapağını açmasın mı! ..

Tabii şeytan dışarı fırlamış, ve gülmeye başlamış.

 "Merakına engel olamadın ve kocanın 40 yıllık emeğini boşa çıkardın" diye alay etmiş.

"Yok canım" demiş kadın. "Sen hiç o şişenin içinde olmadın ki"....

"Nasıl olur" diye haykırmış şeytan, 

"Sen de gördün... 

Şişeden çıktım ben!" 

Kadın ısrar etmiş, 

"O küçücük şişeye nasıl girebilirsin ki, hiç de inandırıcı değilsin"

Kafası atmış şeytanın, "Gireyim de gör" demiş ve tekrar şişenin içine girivermiş!

Adamın şeytanı hapsetmesi 40 yılını, kadının ise yalnızca 5 dakikasını almış!