Fenerbahçe’ye çelme takma liginde her hafta başka bir hikayeye şahit oluyoruz. Bu çelmeci takımlar 1-2 hafta sonra diğer şampiyonluk adayından 3’er 5’er gol yese de Fenerbahçe’ye karşı daha diri oluyor.

Bu akşam Konyaspor’un kümede kalmak için sahada olduğunu söyleyeyim, yapması gerekeni yaptı ve hedeflediği 1 puanı aldı. NDao dikkat etse 3 puan alabilirdi hatta!

Gerçi Tadic 1, Mert Hakan 1, Dzeko 4, Batshuayi 1, Cengiz Ünder 1 gol atıp ligin ilk yarısındaki skora da ulaşabilirdi az bir dikkat ile!

Rakip ceza sahasında 40 kez topla buluşup 2.32 gol beklentisi ile oynayan Fenerbahçe hiç gol bulamadı. 
Şampiyonluktaki rakibi Galatasaray ise dün 2.27 gol beklentisinden 6 gol ile sonuç almış.

Topu içeri atan kazanıyor. Gerçi bazılarına içeri atamadıklarında hakemlerin asistleri ile zorla attırılıyor ama onlar unutuluyor işte.

Bunları söyledikten sonra yazımı rahatça yazayım. 
Üstteki iki nokta çok önemliydi.

Fenerbahçe İsmail Kartal’ın kazanan oyununu Olympiakos ilk maçından itibaren oynayamıyor. Konsantrasyon sıkıntısı oyuncuların yüzüne yansıyor.
Hocanın yalnızlığı oyuncularla iletişimine de etki ediyor.

Bonucci’nin kapıları tekmelediği, 

Dzeko’nun Beşiktaş maçında ben oynamıyorum Serdar Dursun’u oynat sen dediği, 

Cengiz Ünder’in bu berbat haline rağmen tavırlı olduğu dedikoduları kapılar ardında konuşulurken 

İsmail Kartal’ın maç sonundaki Matematiksel olarak hala şansımız var demesini psikolojisine bağlıyorum.

Yanlış başlangıçlar, değişikliklerle düzelen takım - doğru başlangıçlar sonrası ise yanlış hamlelerle geri giden takım. 

Motivasyonunu yitirmiş, hakemler tarafından kritik hatalarla hep güçsüzleştirilen ama söylemekte fayda var 

çok pozisyona girse de topu kaleye sokamayan Fenerbahçe takımı bu sefer de Sivas maçı gibi berabere kalıp şampiyonlukta olan %1 iddiasını ortadan kaldırdı.

İsmail Kartal son 1 aydır ne yaptığını bilmiyor gibi davranıyor. Onun bu hallerine eklenen sakatlıklar bela oldu kulübün başına.

Doktor eleştiren hain, İsmail hocayı eleştiren kötü, Ali Koç’a laf eden Büyükekşi’ci ilan ediliyor neredeyse.

Haklılar bu sezon “kundura sezonu” federasyonun yaptığı kötülüklerin haddi hesabı yok.

Sivas maçında verilen uydurma penaltı komplosu, bu akşam çıkmayan kırmızı kart ve sezon içindeki onca kritik hatayı görmezden gelmiyorum, gelemem.

Galatasaray’ın Kasımpaşa, Antalya maçındaki maç kazandıran bariz hatalar, Samsunspor, Ankaragücü ve Pendik maçındaki ilginç ortamlar ile ilgili hafızaları unutmuş değilim.

Mehmet Büyükekşi ve onun kasıtlı, taraflı yönetimi ile adeta Mehmet Beyin Çiftliğine dönmüş TFF için Gaziantep - Hatayspor maçındaki verilmeyen penaltı ile sağlama yapabilirsiniz!

Yerli kuralı saçmalığı ile Becao MHY - Çağlar - Batshuayi değişikliği orta alanı bozan ama riski alınması gereken hamleydi.

Çok geçmedi Osayi sakatlığı sonrası Mert Müldür 
hemen ardından İrfan Can sakatlanınca yerine giren Cengiz’i görüp sezonun ruhuna “veleddalin amin” demiştir Fenerbahçe’lilerin çoğu.

Cengiz Ünder’in bu akşamki koşamadığı halleri son pozisyonda kale kapalıyken müsait durumdaki Edin Dzeko’ya çıkarmayıp rakibe nişanladığı top ile hayal kırıklığı oldu.

Gerçi çıkarsa Dzeko atar mıydı ki?

İsmail Kartal’a matematik dersinde bir kez daha sınıfta kaldığını söylemeli birisi. Fenerbahçe teknik direktörü maç sonu bu açıklamayı yapmaz.

3. Fenerbahçe serüveninde yine şampiyon olamayan Kartal sanırım bir daha dönmemek üzere gidecek!

Bu başarısızlığın asıl sahibi ise Ali Koç ve onun Fenerbahçe’yi yönetmeye liyakati olmayan yönetim kurulu. Kusura bakmasınlar. 

Bakıyorlarsa da her biri 5’er milyon euro çıkarsın da Dzeko’nun atanı, Krunic’in basanı, Tadic’in prime olanını getirsinler.

Bir tek Ali Koç’a yüklenen maddi sorumlulukla, Jet deplasmana gitmediğinde hastayım numarası yapan yöneticilerle bu işler gitmez.